tag:blogger.com,1999:blog-44050695809551900762024-03-14T01:39:26.951-07:00A rı ' lar... bir başka Sevda ' lımızdır onlarmaxs-35 Arıcılık işletmesi & since 1991 / bilgi güçtür...Yüzyılımızın silahı BİLGİ dir. UNUTMA....
Kendimizin Tüketmek İstemediği Ürünü; İnsanımıza da Tükettirmeyiz.
M.Aksungurmustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.comBlogger99125tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-33715283097655243822011-04-22T03:54:00.001-07:002011-04-22T03:54:31.481-07:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-Q6g50zNYtgY/TbFdp5mXBwI/AAAAAAAABPA/3o5ydPhyvzI/s1600/Foto%25C4%259Fraf0456.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://1.bp.blogspot.com/-Q6g50zNYtgY/TbFdp5mXBwI/AAAAAAAABPA/3o5ydPhyvzI/s320/Foto%25C4%259Fraf0456.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-97WyQ89w6n8/TbFdxz-DdYI/AAAAAAAABPE/AAvSeGzl0L0/s1600/Foto%25C4%259Fraf0457.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://1.bp.blogspot.com/-97WyQ89w6n8/TbFdxz-DdYI/AAAAAAAABPE/AAvSeGzl0L0/s320/Foto%25C4%259Fraf0457.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-E6N9pTxYjXo/TbFeACQU8II/AAAAAAAABPI/wQosDVdR5qU/s1600/Foto%25C4%259Fraf0461.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://3.bp.blogspot.com/-E6N9pTxYjXo/TbFeACQU8II/AAAAAAAABPI/wQosDVdR5qU/s320/Foto%25C4%259Fraf0461.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-VfERN_Anlic/TbFeI20Zo9I/AAAAAAAABPM/kMO4w0tOqOU/s1600/Foto%25C4%259Fraf0462.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://2.bp.blogspot.com/-VfERN_Anlic/TbFeI20Zo9I/AAAAAAAABPM/kMO4w0tOqOU/s320/Foto%25C4%259Fraf0462.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-5YddzVOSLOg/TbFeUunlwhI/AAAAAAAABPQ/76pOomq8feM/s1600/Foto%25C4%259Fraf0460.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://3.bp.blogspot.com/-5YddzVOSLOg/TbFeUunlwhI/AAAAAAAABPQ/76pOomq8feM/s320/Foto%25C4%259Fraf0460.jpg" width="240px" /></a></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-74772262240447103362011-04-22T03:43:00.001-07:002011-04-22T03:43:35.911-07:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-9Ok2nDGYJaw/TbFbI2HbDvI/AAAAAAAABOo/sx-mY3owM5A/s1600/Foto%25C4%259Fraf0462.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://4.bp.blogspot.com/-9Ok2nDGYJaw/TbFbI2HbDvI/AAAAAAAABOo/sx-mY3owM5A/s320/Foto%25C4%259Fraf0462.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-VXbkRvUZvSs/TbFbSJK67jI/AAAAAAAABOs/PHyBvN3CWl0/s1600/Foto%25C4%259Fraf0455.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://3.bp.blogspot.com/-VXbkRvUZvSs/TbFbSJK67jI/AAAAAAAABOs/PHyBvN3CWl0/s320/Foto%25C4%259Fraf0455.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-aoEkogmWsBo/TbFbcdbON5I/AAAAAAAABOw/8K-lrchYBQE/s1600/Foto%25C4%259Fraf0456.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://3.bp.blogspot.com/-aoEkogmWsBo/TbFbcdbON5I/AAAAAAAABOw/8K-lrchYBQE/s320/Foto%25C4%259Fraf0456.jpg" width="240px" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-i0Xti3mJkn4/TbFbrTMCUCI/AAAAAAAABO0/WWlXkurBNZc/s1600/Foto%25C4%259Fraf0460.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320px" i8="true" src="http://4.bp.blogspot.com/-i0Xti3mJkn4/TbFbrTMCUCI/AAAAAAAABO0/WWlXkurBNZc/s320/Foto%25C4%259Fraf0460.jpg" width="240px" /></a></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-35365399469162979422009-09-16T13:48:00.000-07:002009-09-16T13:51:47.693-07:00Taşındıkherkese iyi bayramlar<br />bundan böyle <a href="http://mustafaksungur.blogspot.com/">http://mustafaksungur.blogspot.com/</a> adlı yeni bloğumuzdan yayın yapacağız.<br />şimdiye kadar bu bloğu izleyen dostlarıma teşekkür ederim.mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-26111676855446006402009-09-08T11:34:00.000-07:002009-09-08T11:59:20.921-07:00Bal Tüketme Alıkanlığımız ve Bilgimiz<a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sqao5rvpvrI/AAAAAAAAA_w/TulabqNqT1k/s1600-h/BAL-%C5%9E%C4%B0FADIR.bmp"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; FLOAT: left; HEIGHT: 150px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379172513889238706" border="0" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sqao5rvpvrI/AAAAAAAAA_w/TulabqNqT1k/s200/BAL-%C5%9E%C4%B0FADIR.bmp" /></a><br /><div><span style="color:#3333ff;">Halkımızda bal tüketme alışkanlığının oldukça düşük olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.istatistikler Türkiyede kişi başı tüketimin 600 gr olduğunu söylüyor.Almanya tüketimi ise Türkiyenin bal üretimi kadar olduğu bilinmekte.</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;">Bir de balın kristalleşme durumu var. kristalleşmiş bal AB ülkelerinde "krem bal" olarak tabir edilip; üstelik en yüksek fiata satılıyor.ama bizde kristalleşmiş çiçek balı sözde "şekerli bal" olarak yanlış tanınıyor v şüpheyle bakılıyor.</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;"></span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;">Türk tüketicisinin çoğu balı çocuğu için alıyor. Balı süte karıtırarak çocuğuna o şekilde veriyor. ben her tüketicime soruyorum.eğer süte karıştırarak tüketilecekse sütün ısısının 40 dereceyi geçmemesini, 42 derecelerden sonra balda HMF oluştuğunu ifade ediyorum. inanın bu durumu çoğu tüketici bilmiyor. hatta başka yerlerden yanlış bilgilenip; "balda zehir de oluyormuş"</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;">diye ifade ediyorlar. Dolayısıyla bala şüpheyle bakmaya başlıyorlar.</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;">Bu yanlış bilgilenmeyi kırmamız gerekiyor. Ülkemizde en etkili olumlu yada olumsuz reklam fısıltı gazetesi olarak bildiğimiz ; kişilerin birbirlerine bilerek yada bilmeyerek yaptıkları tavsiyeleridir.</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;">Çok değil birkaç seneye varmaz Türk tüketicisi de "organik ürün" istemeye,aramaya başlayacaktır. Çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırmalıyız diye düşünüyorum.</span></div><br /><div><span style="color:#3333ff;"></span></div><br /><div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-6633710687159260682009-09-07T09:53:00.000-07:002009-09-08T12:00:10.989-07:00Artık Bal Sağımımızı Yaptık<span style="color:#3333ff;">Geçen sene bu günlerde bir hayli güçlü olan on koloni ile kışa girmiş; üç kovanla bahara çıkmıştık.En büyük şansımız dört kutudaki anaların sağ salim bahara çıkmış olmasıydı.dört tane de ana almıştık. bunların üçü halihazırda çalışmaktalar.bir kovan da hacıdan almıştık.hacının kovanını üçe bölmüştük.analardan birisi sol arka bacağını sakatlamıştı.koloni bir müddet sonra oanayı ya kendileri imha ettiler yada kendisi telef olmuştu. bu anasız kalan koloniyi diğer iki kardeş kovanlara dağıtmıştım.<br />sabit arıcılık yapıyoruz ya . 30 ağustost a yaptığım sağım sırasında oniki -onüç kovandan kırk-kırkbeş kg kadar bal alabildik.arıcının,çiftçinin umutları hep "seneye" dir.inşallah seneye daha iyi olur diyeceğiz artık.</span>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-24837499627616078502009-06-25T19:16:00.000-07:002009-09-08T12:00:43.819-07:00Hayıtlar Çiçek Açtı<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SkQyfeuGnRI/AAAAAAAAA8g/ZsDUdFdNIoE/s1600-h/hay%C4%B1t.jpg"><img style="MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 150px; FLOAT: right; HEIGHT: 113px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5351457773626760466" border="0" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SkQyfeuGnRI/AAAAAAAAA8g/ZsDUdFdNIoE/s200/hay%C4%B1t.jpg" /></a><br /><br /><br /><div><a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SkQyW43rIBI/AAAAAAAAA8Y/6UPg-QkQfAU/s1600-h/hay%C4%B1t-2.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 96px; FLOAT: left; HEIGHT: 133px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5351457626027401234" border="0" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SkQyW43rIBI/AAAAAAAAA8Y/6UPg-QkQfAU/s200/hay%C4%B1t-2.jpg" /></a><br /><br /><br /><br /><div><span style="color:#3333ff;">Bizim en kaliteli nektar kaynağımız olan hayıtlar artık çiçek açtı.<br />Hayıt ağaçcıkları çiçek açınca hemen nektar salgılamaz. Ancak bir hafta veya on gün sonra nektar verirler. Onun için beklemek lazım.Biz de kovanlarımızı hayıt çiçeğine göre kurduk.<br />Hayıttan sonra diken nektarı gelecek.</span></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-24838093719208848072009-06-16T11:45:00.001-07:002009-06-16T13:09:06.515-07:00Meramız Yandı<div><div><br /><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf3eL4c3KI/AAAAAAAAA7w/_M9KpA8CKFQ/s1600-h/Photo-0034-1.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348015180483452066" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf3eL4c3KI/AAAAAAAAA7w/_M9KpA8CKFQ/s200/Photo-0034-1.JPG" border="0" /></a> bizim kovanlarımız işaretli yerdeler<br /><a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjfyQUA_zGI/AAAAAAAAA7o/GNibCD3WXpw/s1600-h/Photo-0038.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348009444590472290" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjfyQUA_zGI/AAAAAAAAA7o/GNibCD3WXpw/s200/Photo-0038.jpg" border="0" /></a> <a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjfxXODfzwI/AAAAAAAAA7Y/XWyNxzwMqEY/s1600-h/Photo-0034.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348008463737802498" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjfxXODfzwI/AAAAAAAAA7Y/XWyNxzwMqEY/s200/Photo-0034.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><div><br /><div><div><div><div><br /><div>bu resimleri 900 m uzaktan ,bir tepeden ,yangın kısmen geçtikten sonra çekildi.<br /></div><br /><div><br /><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348019487989772754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf7Y6l_MdI/AAAAAAAAA8Q/KA5-YlZ4qco/s200/Photo-0034.jpg" border="0" /><br />Arıcı en büyük çevrecidir. ve öyle olmalıdır.dün meramızın 3000 dönümlük bölümü ne yazık ki yandı. yangının bize 1 km kadar uzağımızdan bir tarladaki elektrikli su motorundan çıktığı sanılıyor.yangın kovanlarımıza 300 m uzaktan geçti. bana 500 m uzakta olan bir arıcı arkadaşımızın sekiz kovanında ikisi telef oldu. mera çevresinde kurulu 1800 zeytin ağacı ne yazık ki yandı. bir buğday tarlası, merada beslenen 1800 küçük ve büyük hayvanın besini bir anda yok oldu. </div></div><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348018750675724130" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf6t_4np2I/AAAAAAAAA8I/LVI5NineK1g/s200/Photo-0037.jpg" border="0" /><br /><br /><p>çok dikkatli olmak lazım. olur olmaz teknik alet ve edavatın kullanım şartlarını iyice öğrenmeli.alet ve makinalarımızı çok çok güvenli ve temiz ortamda çalıştırmalı. </p><a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjfsZmmZILI/AAAAAAAAA6Y/LyR8rwT4DYU/s1600-h/Photo-0033.jpg"></a><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348017757324654834" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf50LXROPI/AAAAAAAAA74/5avf0bDpRBw/s200/Photo-0033.jpg" border="0" /> hatalardan doğabilecek zararlarımızın ne yazık ki telafisi yok.<br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5348018182765912162" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sjf6M8QXoGI/AAAAAAAAA8A/bTeifNfh5kA/s200/Photo-0038.jpg" border="0" /> 3000 dönüm arazinin önceki ekolojik dengesini tamalayabilmesi için en az beş-yedi sene geçmesi gerekiyor. bu zararı hangi güç- emek-para karşılayabilir ?</div></div></div></div></div></div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-87411246942855715972009-06-12T13:23:00.000-07:002009-09-08T12:01:21.889-07:00Hayıtlar Tomurcukta<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK9kAkuegI/AAAAAAAAA54/fo5b26rxEOI/s1600-h/Photo-0028.jpg"><span style="color:#3366ff;"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; DISPLAY: block; HEIGHT: 150px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5346544133969181186" border="0" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK9kAkuegI/AAAAAAAAA54/fo5b26rxEOI/s200/Photo-0028.jpg" /></span></a><span style="color:#3366ff;"><br /></span><div><a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK9JQs2BGI/AAAAAAAAA5w/K_nam7Qr8SI/s1600-h/Photo-0027.jpg"></a><span style="color:#3366ff;">Bizim burada ( Aliağa'da) en kaliteli bal kaynağımız hayıt ağaçları-çaltı ve deve dikenidir.<br /></span><div><div><p><span style="color:#3366ff;">devedikeni balının Amerikada en pahalı ve en değerli bal olduğunu bizim petkim emeklisi-taksici ibiram'dan öğrenmiş bulunuyoruz.Taksici İbiram arkadaşımız devedikeni balını hem çok sever, hem de bu balı öve öve biteremez. </span></p><p><span style="color:#3366ff;">Bugünlerde devedikeni bitkisi de kendini göstermeye başladı.</span></p><br /><br /><br /><div><span style="color:#3366ff;"><br /></span></div><br /><br /><br /><p><span style="color:#3366ff;"></span></p></div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-88822028646715546122009-06-12T13:17:00.000-07:002009-06-12T13:44:25.417-07:00Okul Pikniğimiz<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK-Cou7ZbI/AAAAAAAAA6A/f70NuUbC68E/s1600-h/Photo-0020.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5346544660145464754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK-Cou7ZbI/AAAAAAAAA6A/f70NuUbC68E/s200/Photo-0020.jpg" border="0" /></a> 10 haziran çarşamba günü Petkim- Çayağzı Tesislerine okulca piknik gezisi yaptık. <div><p>Öğrenciler,öğretmen arkadaşlar ve velilerimiz doyasıya eğlendiler,dinlendiler.</p><p>güzel bir okul pikniği oldu.</p></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-28750948140394607392009-06-11T13:00:00.000-07:002009-06-12T13:46:13.067-07:00DENEYSEL ARAŞTIRMALAR (18 )<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK-eQ7t41I/AAAAAAAAA6I/jCR3Hh59PMg/s1600-h/bal_sifa6%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5346545134792991570" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 168px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SjK-eQ7t41I/AAAAAAAAA6I/jCR3Hh59PMg/s200/bal_sifa6%5B1%5D.jpg" border="0" /></a> <div><div><div>BALLA YARA VE YANIK TEDAVİSİNDE: BAZI DENEYSEL ARAŞTIRMALAR( 18 )<br />Yara tedavisinde, balın etkinliğiyle ilgili detaylı birçok çalışma yapılmıştır.<br />1) Yeni Zelenda Waikata Üniversitesi, Bal Araştırma Ünitesinde çalışan Biyokimya Prof. Dr. Peter Molan'ın (1998), yaptığı çalışmada; her iki bacağında ülser olan bir grup hastada, ülserlerden birine bal pansumanı, diğerine fibrinolisis ve kalsiyum alginate pansumanı uygulanmış, balla tedavi edilen ülserlerin, daha kısa sürede iyileştiği belirlenmiştir.<br />2) Prof. Dr. Peter Molan'ın (2001), yaptığı bir diğer çalışma da, geniş ve enfekte abdominal yarası olan bir grup hastanın, yaralarının bir ucuna bal pansumanı; diğer ucuna ise debrisan (hidrokolloid pansuman) uygulanmıştır. Debrisanla iyileşme süresi, 16 gün iken, bal pansumanının iyileşme süresi, 8 gün olarak saptanmıştır.<br />3) Hintli Prof. Subrahmanyam M(1991)'ın, 52 yanıklı hastayla yaptığı çalışmada, hastalar, iki gruba ayrılmış, birinci gruba bal pansumanı, ikinci gruba ise % 5'lik gümüş sülfadiyazin ile pansuman uygulanmıştır. 15 gün içinde balla tedavi edilen yaraların %87'sinde iyileşme görülürken; gümüş sülfadiyazin ile tedavi edilenlerin %10'unda iyileşme görülmüştür.<br />Bal emdirilmiş gazlı bez.<br />Bal emdirilmiş gaz bezinin yaraya sarılması.<br />Bir köpeğin yanık yarasının tedavisinde; SSD ve Bal uygulaması sonuçları. Bal uygulanan tarafta, daha hızlı iyilesme görülüyor.<br />4) Dr. Ülkü Yapucu Güneş (2004), İzmir Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü'ndeki doktora tezinde, bal pansumanı uygulanan "bası ülserleri"nin iyileşme hızının, rivanol+furocin pansumanı uygulanan ülserlere göre daha yüksek olduğunu belirlemiştir.<br />5) Hintli Prof. Subrahmanyam M (1993), yanıkların tedavisinde yaptığı çalışmada; balı, yara iyileştirmede, kullanılan değişik metot ve ajanlarla karşılaştırmıştır.<br />İkinci derecede yanık bulunan 92 insan üzerinde bir çalışma yapılmış. Bal emdirilmiş gaz bezi uygulanan yaraların, poliüretan film uygulanarak yapılan tedaviden daha erken iyileştiği ve yaralardaki enfeksiyonun çok daha az olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda, bal kullanılan grubun iyileşme süresi daha kısa olmuştur.<br />Bal sağaltımı uygulanan gruptaki 43 enfekte yaranın 39'u, 7 gün içinde steril hale gelmiştir. Yanık yaralarında bal ve silversülfodiazin (SSD) ile yapılan sağaltım yöntemleri karşılaştırılmıştır. silversülfodiazin(SSD) grubu ile karşılaştırıldığında, bu sayının oldukça yüksek olduğu görülmüştür. SSD grubunda, 7 gün içinde 41 hastanın sadece 3'ünde yaranın steril olduğu tespit edilmiştir.<br />6) Uludağ Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı'na, değişik zamanlarda, yara şikayeti ile getirilen 4 kedi ve 2 köpek olmak üzere toplam 6 vakaya, yara sağaltımı amacıyla bal kullanılmıştır.<br />Bu vakalarda, öncelikle yara çevresinin tıraşı yapılmış ve yara, fizyolojik tuzlu su ile yıkanarak temizlenmiştir. Yaraların boyutları ölçülmüş ve kaydedilmiştir. Bunu takiben yaraya herhangi bir ilaç uygulaması yapılmaksızın; gaz bezine emdirilmiş olan bal, yara üzerine uygulanarak pansuman yapılmıştır. Bu iş için, marketlerde satışa sunulan çiçek balı kullanılmıştır. Pansuman işlemi sürecinde, gaz bezi, bal dolu kavanoz içerisine konularak balı tamamen absorbe etmesi sağlanmış ve yara bölgesine uygulanmıştır. Bunun üzerine bilinen rutin pansuman teknikleri uygulanarak, yaranın korunması sağlanmıştır. Olguların, gün aşırı düzenli olarak pansumanları yapılarak, sağaltıma devam edilmiştir. Pansumanlar sırasında yara boyutları ölçülmüştür. Yaralar, tamamen iyileşinceye veya enfeksiyon ortadan kalkıncaya kadar bu işleme devam edilmiştir.<br />Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, tüm vakalarda kolaylıkla bulunabilen bir materyal olan balın, yarasağaltımında, alternatif bir materyal olarak kullanılabileceği gözlenmiştir.<br />7) İngiliz bilim adamları, balın yaraların iyileşme sürecini hızlandırdığını, bilimsel olarak kanıtladılar. Wales Üniversitesi'nde görevli bilim adamı Rose Cooper ve ekibi, balın yaralara sürüldüğünde, dirençli olarak bilinen bakterileri bile öldürdüğünü tespit etti. Balın, yaraların hava almasını engellediğini ve yüksek şeker oranı sayesinde bakterilerin çoğalmasını durdurduğunu belirtiyorlar. Cooper, balın, bakterileri öldürme konusunda, şekerden yapılmış bir macundan üç kat daha etkili olduğunu söyledi.<br />Cooper, balın, hastanelerden alınan staphylococcus bakterisinin çeşitlerinin üremesini de etkili bir şekilde durdurduğunu kaydetti. Bilim adamları, antibiyotik özelliği olan maddenin ne olduğunu ve arıdan mı yoksa nektardan mı bala geçtiğini henüz bilmediklerini ifade ettiler.<br />8) Malaya Üniversitesi Tıp Fakültesi Moleküler Tıp Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusoff, balın, antibakteriyel özelliği ve yara tedavisinde kullanımıyla ilgili yaptığı klinik gözlemlerden ve hayvan deneylerinden olumlu sonuçlar aldıklarını söyledi. Özellikle kapanması zor, enfeksiyon kapmış yatak yaralarına uyguladıkları bal tedavisinde, %100 başarı sağladıklarını belirten Prof. Dr. Yusoff, "Balın her türlü yaraya ve yanıklara iyi geldiğini gözlemledik" dedi.Balın içinde doğal olarak bulunan hidrojen peroksidin, bakteri oluşumunu engellediğini ve mevcut bakterileri de öldürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Yusoff; balın yara üzerinde durdukça salgıladığı enzimlerin de yaranın iyileşmesini sağladığını kaydetti. Bunun için mutlaka hakiki balın kullanılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yusoff, sterilize edilen balın yaraya uygulandığını söyledi.Balın, hastane enfeksiyonları ve antibiyotiklere karşı dirençli bakteriler üzerinde de etkili olduğunu gördüklerini söyleyen Prof. Dr.Yusoff; uzun süre yarası kapanmayan ve ölümün eşiğine gelmiş hastalara uyguladıkları bal tedavisi ile şaşırtıcı sonuçlar aldıklarını bildirdi. Prof. Dr. Yusoff, sırtında yara açtıkları 3 deney faresini, 3 hafta boyunca gözlemlediklerini, 3. hafta sonunda klinik tedavisi yapılan deney faresinin sırtındaki yaranın kapanmadığını söylüyor. Sadece sırtına bal sürülen farenin yarasının biraz kapandığını, ancak, hem ağızdan bal verilen hem de sırtına bal sürülen farenin yarasının ise diğerlerine göre ciddi oranda kapandığını söyledi.<br />Prof. Dr. Yusoff, Balın içindeki minerallerin, vitaminlerin, glikozun ve az miktarda bulunan bileşenlerin, yeni hücre oluşumunu desteklediğini kaydediyor.Antibiyotik ve pahalı pansumanlarla karşılaştırıldığında; iyileşme süresini kısaltarak tedavi maliyetini düşürmesi avantajdır. Ayrıca enfeksiyon azaltarak; kolay ve ağrısız uygulanır olması, balın yara tedavisinda ilk seçenek olmasını sağlamaktadır. Sonuç olarak, bütün toplumlarda, bal,kolay bulunabilir bir besin maddesi olması sebebiyle, tercihe şayandır.</div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-8893950861323830782009-06-07T17:46:00.000-07:002009-06-07T18:42:33.665-07:00Okaliptus Zamanı<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sixk1D1LO-I/AAAAAAAAA4Q/JE_yL6VVjk4/s1600-h/Photo-0007.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5344757720506121186" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sixk1D1LO-I/AAAAAAAAA4Q/JE_yL6VVjk4/s200/Photo-0007.jpg" border="0" /></a> Okaliptus ağaçları çiçek açtı. Ağaçlar sanki arı kovanı gibi.Bundan sonra hayıt açacak.Daha sonra da diken derken sezon bitecek gene.Giedebilirsek çam balı toplamak için Foça yada Yamanlara <a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SixiHLJX-WI/AAAAAAAAA3w/N9ggMRCmFXs/s1600-h/Photo-0012.jpg"></a>gideceğiz.<br /><div><div><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5344755435758219394" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SixiwEe08II/AAAAAAAAA4A/eXlq4lKzfMM/s200/Photo-0014.jpg" border="0" />Muhittin-Ercan ve ben bugün bahçemizde sulama yaptık.Her zaman söylüyorum Bahçe işi arı işine göre daha da zor. Arıya kıyafet olarak nasıl gittiysek öylece geriye döneriz. Hiç bir yerimiz kirlenmez. Ama bahçe işi öyle değil. Bazen üstümüz batabiliyor.<br /></div><br /><br /><div></div><br /><br /><div align="center"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5344756825362786162" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SixkA9KX53I/AAAAAAAAA4I/XtV9lAYKLmY/s200/Photo-0012.jpg" border="0" /><br /><br /><br /><br /><div></div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5344763608341777250" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SixqLxuli2I/AAAAAAAAA4c/79KvwIJd3fM/s200/Photo-0045.jpg" border="0" /><br /><span style="color:#3333ff;">"SU HAYATTIR."</span></div><div align="center">Aslında sularımızın böyle hoyratça kullanılması beni çok rahatsız ediyor.</div><div align="center">Suyun en ekonomik kullanma şekli "damlama-sulama yöntemi" dediğimiz sistem oluyor.</div><div align="center">ama sistemin kurulması-çalıştırılması bize göre de ekonomik değil.</div><div align="center">böyle olunca biz de böyle idare etmek zorunda kalıyoruz.</div><div><br /><br /><br /><br /><br /></div><div></div><div><br /><br /><br /><br /><br /><br /></div><div></div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-12884607467001257662009-06-01T11:12:00.000-07:002009-06-01T11:38:14.305-07:00Sermayemizi Korumanın Basit YoluHepimizin bildiği gibi arıcının sermayesi kabartılmış petekleridir.<br /><br />Ben geçtiğimiz sonbaharda iki farklı uyulamayı denemek amacıyla yaptım.<br /><br />birincisi : en alta boş bir kovan koydum. kabartılmış peteklerimi "polenli-polensiz-ballı polenli" gibi sınıflara ayırarak boş olan katlarıma yerleştirmiştim ve boş kovanın içine bir körük koydum.körüğü odun parçaları kor haline gelinceye kadar yaktım. 1m3 (metreküp) e 50 gram olmak kaydıyla kükürt hazırladım. kükürtleri gazete parçasına sardım. korlu olarak yanmakta olan körüğün içine kükürt paketini attım.<br />bu uygulamayı ayda bir olarak bu güne kadar yaptım.<br />Sonuç: Bir çıta bile peteğimde güvelenme olmadı. bugün baktığımda peteklerim gene pırıl pırıldı.<br /> bu uygulamanın bir tek eksi yanı ; çıtaların üzerinde toz halinde bir kalıntı oluyor. onu da çakı veya bıçakla kazıyınca sorun kalmıyor.<br /> Tabi petekleri kovanlara verirken havalandırmak gerekiyor.<br /><br />İkinci Uygulama: Gene boş bir kovana üç farklı petek koydum.plenli-polensiz-ballı polenli gibi.<br />kovanın altına gazete serdim. üzerine bir kaşık kadar kükürt serdim. petekleri kovana koydum.gene çıtaların üzerine gazete kağıdı serdim. onun üzerine de bir kaşık kadar kükürt serip kovanı kapattım.<br />Sonuç: üç petekte güvelenme oldu. ama bu petekler temizlenip kuvvetli kovanlara verilebilicek nitelikteydi.<br />ben üçünü de imha ettim. birisinde çok az kısımda olan hasarı temizlesem belki kullanılabilirdi.<br />Hepimizin bildiği gibi en güvenilir petek saklama yöntemi tabi soğuk hava depolarıdır.<br />Bu senede peteklerimi soğuk hava deposunda saklamak istiyorum. Çünkü anlattığım usul çok zahmetli oluyor.mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-70491233179349400492009-05-28T12:04:00.000-07:002009-05-29T23:36:24.271-07:00Yanıklarda Bal: İyileştirici ve Estetik Etkiye Sahip( 17 )Yanıklarda ve enfeksiyonlu yaralarda bal kullanılması, yaraların temiz ve steril hale gelmesini sağlayarak; yaraların daha çabuk kapanmasına sebep olmaktadır. Yaraların balla temizlenmesi, aynı zamanda yara içinin daha net görülmesini ve ameliyat, dikiş vb. tıbbi müdahale durumunda kolaylık sağlamaktadır.Yaralar, bal uygulayarak tedavi edildiğinde, ölü hücreler kolayca yaradan ayrılmaktadır. Ayrıca yanıklarda oluşan ve kuru olmayan kabuklara da, bal sürülebilmektedir.<br />Sonuç olarak Balın, doku oluşmasını hızlandırdığı, yara ve yanık izlerini şaşırtıcı biçimde iyileştirip; ortadan kaldırdığı uygulamalarda gözlenmiştir. Yanıklara belli bir süre bal sürüp üzeri kapatıldığında; hızlı ve yarayı kapatıcı etki yaptığı bilinmektedir. Önemli yanıklarda, yarayı kapatıcı, estetik, güzelleştirici etki yapmaktadır.mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-29525144464846181862009-05-13T14:02:00.001-07:002009-05-13T14:16:42.253-07:00BALIN YARALARDA İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ (16 )<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sgs4qztlCdI/AAAAAAAAA3g/doAolY2Z6FQ/s1600-h/bal_sifa1%5B1%5D.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5335420491637524946" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 166px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sgs4qztlCdI/AAAAAAAAA3g/doAolY2Z6FQ/s200/bal_sifa1%5B1%5D.gif" border="0" /></a><br /><div><a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sgs3X0NXByI/AAAAAAAAA3Y/uDSayY59YLA/s1600-h/bal_sifa2%5B1%5D.gif"></a><br /><br /><div><span style="color:#006600;">Bal, günümüzde de halk arasında sıklıkla kullanılmaktadır. Kullanımı, çok sonraları, sağlık mesleğinde çalışanlar tarafından özellikle yaraları sarmada "yeniden keşfedildi". Bal, genel olarak yaralarda iltihabın hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlıyor. Her bal, şeker içeriğinden dolayı, yaralardaki iltihabı yok etme yetisine sahiptir.<br />Mikrobiyoloji alanında çalışmalar, çeşitli balların anti bakteriyel tedavi etkinliğinde, 100 kattan daha fazla fark olduğunu göstermektedir. Balın iltihaplanmaya karşı etkisi, yeni kılcal damarların gelişimine katkısı ve yaraların kapanmasını sağlayan özel taneciklerin, doku ve epitelyum hücre oluşturması üzerindeki etkisi, klinik ve histoloji alanındaki çalışmalarda gözlenmiştir. Bu etkileri yapan bileşenler tam olarak tespit edilemedi ancak iltihaplanmaya karşı olan etkisinin, içindeki antioksidan maddelerin seviyesinden kaynaklandığı varsayılıyor. Balın içindeki hidrojen peroksit üreten enzim, ısı ve ışığa maruz kalınca yok olduğu için, pastörize edilmemiş bal kullanılmalıdır. Ve ışık almayan, serin bir yerde saklanmalıdır. Eğer bal, sıvılaştırılmak amacı ile ısıtılmak isteniyorsa, 37 °C den daha fazla ısıtılmamalıdır.Bunların yanı sıra, bir yaraya bandajla bal uygulandığında, bandaj sökülürken kirlerin de bandajla birlikte çıktığı, dolayısıyla yaranın temizlendiği belirtilmektedir. Enfeksiyonlu yaralar, özellikle anaerobik bakteriler nedeniyle kötü kokabilmektedirler. Böyle durumlarda balın koku giderici özelliğinden yararlanılmaktadır. Yapılan laboratuvar araştırmaları, balın, Escherichia coli, Staphylococcus aureus ve Salmonella enterica, Ser. typhimurium gibi yaralarda bulunan bakterilere karşı etkili olduğunu göstermiştir.<br />Bal, antibakteriyel aktivite düzeyi test edildiğinde, 10 kez veya daha fazla sulandırıldığında bile, yarayı enfekte eden bakteri türlerini tamamen engeller. Balın enfeksiyonu temizlemede etken olmasının bir diğer nedeni, bağışıklık sistemi üzerinde aktive edici bir etkiye sahip olmasıdır. Bal, ödem ve ağrıyı azaltarak, kılcal damarlar boyunca dolaşımı hızlandırır, böylelikle oksijenlenme de artar. Yara pH'ının asite dönüştürülmesi, hemoglobinden oksijenin serbest bırakılmasını arttırdığı için, balın asiditesi de, oksijenlenmeye yardım eder.<br /></span></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-53875417837246023712009-05-12T17:26:00.000-07:002009-05-12T17:38:39.147-07:00Bölmeler Analandı<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SgoWgQUMK1I/AAAAAAAAA3Q/kRzlBqUeTPE/s1600-h/Photo-0026.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5335101451965049682" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SgoWgQUMK1I/AAAAAAAAA3Q/kRzlBqUeTPE/s200/Photo-0026.jpg" border="0" /></a><br /><div><br /><div><br /><div>Hacıdan satın alarak elde ttiğimiz bölme koloniler analandı. pek yakında ilk yumurtalarını da göreceğiz inşallah.</div><br /><div>bu arada ramazan ve ercan arkadaşımın bölmeleri de 14 mayısta anaarılarına kavuşacaklar.</div><br /><div>onların da ilk yumurtalarını merakla bekliyoruz.</div><br /><br /><br /><div></div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-15853559367818902012009-05-11T18:02:00.000-07:002009-05-11T18:08:41.777-07:00Kafkas Analar İlk Yumurtalarını Bıraktı<a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SgjL6Tum6lI/AAAAAAAAA2o/RPwahnocqyU/s1600-h/anaari3.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5334737961208965714" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 129px; CURSOR: hand; HEIGHT: 90px" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SgjL6Tum6lI/AAAAAAAAA2o/RPwahnocqyU/s200/anaari3.jpg" border="0" /></a><br /><div>Ali Beyin göndermiş olduğu "kafkas Anaarılarımız ın ilk yumurtalarını bugün gördük çok şükür.</div><br /><div>Ali Bey mersinden 14 mayısta iki ana arı daha gönderecek .</div><br /><div>Böylece toplam 4 kafkas analı kolonimiz olacak.</div><br /><div>Kafkas anaların performansını bu sene göreceğiz bakalım.</div><br /><div>yumurtaların fotosunu daha sonra eklemek istiyorum.</div><br /><div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-32683452354061958582009-05-03T10:42:00.000-07:002009-05-03T11:24:30.472-07:00Ekip İlk Oğulunu Aldı<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sf3aWkQ514I/AAAAAAAAA1w/mp59imKQ6N0/s1600-h/Photo-0031.jpg"><span style="color:#6600cc;"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5331657615103088514" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sf3aWkQ514I/AAAAAAAAA1w/mp59imKQ6N0/s200/Photo-0031.jpg" border="0" /></span></a><span style="color:#6600cc;"><br /></span><br /><span style="color:#6600cc;">Ramazan ve Ercan bey arkadaşlarımın arıcılığa sevdalananlardan oldğununu bundan önceki yazılarımızda belirtmiştik. Halil Bilen arkadaşımızın ekibini örnek alarak biz de ekibimizi kurduk .Gerçekten ekip çalışmasının verdiği hazzı ve verim gücünü hiç bir çalışmada bulamayız. Ramazan ve Ercan beylere onbeş gün önce "Gümüşhaneli hacı" dan ikişer koloni satın almıştık. bir koloni de ben satın almıştım.</span><br /><span style="color:#6600cc;"><br /></span><br /><span style="color:#6600cc;">Ramazan & Ercan bey arkadaşlarımın ikişer kolonisinden bölme yöntemiyle birer oğul almıştık.</span><br /><span style="color:#6600cc;"><br /></span><span style="color:#6600cc;">Kolonilerimizi oğul verdirmeye yönlendirmiyoruz ama;</span><br /><br /><span style="color:#6600cc;">Bugün Ercan Bey Kardeşimin bir kovanı iki çerçevelik bir oğul verdi.</span><br /><span style="color:#6600cc;"></span><br /><span style="color:#6600cc;">Oğulu sevinçle aldık. Boşta bekleyen bir oğul kutusuna koyduk. Oğulu kovan tadilatından sonra asıl kovanına vereceğiz.</span><br /><span style="color:#6600cc;">Her işte olduğu gibi arıcılıkta Ekip çalışmasının çok önemli olduğunu söylemiştik. </span><br /><span style="color:#6600cc;">Ekibimiz bugün bir saatte kırkbeş peteği çıtalara bağladı. ben de hemen kovanlara verdim. ekibimiz bu işin ardından formik asit poşetleri hazırladı. yirmibeş adet formik asit poşetini yarım saatte hazırlayıp kovanlarına yerleştirdik. kağıt havlumuz bitmeseydi daha çok iş yapacaktık.</span><br /><br /><p><span style="color:#6600cc;">Tüm arıcı dostlarımıza ekip çalışmasını tavsiye ediyoruz.</span></p><p><span style="color:#6600cc;"></span></p><span style="color:#6600cc;"><br /><br /></span><br /><br /></span><span style="color:#6600cc;"></span>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-19000589496964099902009-05-02T17:14:00.000-07:002009-05-02T18:12:55.656-07:00Kafkas Analar Kolonilerini Buldu<a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sfzvjqofw2I/AAAAAAAAA1o/PKgMgjS9N2c/s1600-h/Photo-0021.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5331399454918427490" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sfzvjqofw2I/AAAAAAAAA1o/PKgMgjS9N2c/s200/Photo-0021.jpg" border="0" /></a><br /><div><a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SfzvYgkf3KI/AAAAAAAAA1g/zzXiEkvUFy4/s1600-h/Photo-0026.jpg"></a><br /><br /><div><a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sfzu8JO639I/AAAAAAAAA1Y/_qNyqbYVCyw/s1600-h/Photo-0022.jpg"></a><br /><br /><br /><div><a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SfzktTI9yHI/AAAAAAAAA1Q/pre07YOW5TU/s1600-h/Photo-0025.jpg"></a><br /><br /><br /><br /><div>Kafkas anaları bugün ilk kontrollerini yaptık.Aslında yeni verilen ana arıları on gün rahatsız etmemek gerektiğini arkadaşlar bildiriyorlar ama ; buna rağmen merakımdan kovanı açıp baktık. 21 ve 22 nolu kovanın arıları ana arının üzerine kümelenmişlerdi, sahiplenmişler yani. kümeye biraz duman vererek dağıttım. arıcıkların kimisi ana arının üstüne çıkıyor, onu seviyor ve dilleri ile ana arıyı temizlemeye çalışıyorlardı.</div><br /><br /><br /><br /><div>diğer 16 numaradaki kafkas ise salına salına petekte geziniyordu. tabi aynı sevgi ve ihtimam itibar ona da yapılıyordu.</div><br /><br /><br /><br /><div>kafkalar izlemeye devam edilecek.</div><br /><br /><br /><br /><div>yalnız kafkas anaların ; benim halihazırda çalıştırdığım yerli ana arılardan boyları biraz daha kısa. </div></div></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-42104591926985682372009-05-02T00:27:00.000-07:002009-05-02T00:44:07.172-07:00Kafkas Anaları Kovanlarına Verdik<a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sfv5hXP5aRI/AAAAAAAAA1I/FYIwEHDqsPQ/s1600-h/Photo-0020.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5331128935494805778" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sfv5hXP5aRI/AAAAAAAAA1I/FYIwEHDqsPQ/s200/Photo-0020.jpg" border="0" /></a><br /><div>Yeni satın aldığımız üç adet "kafkas ana arı"ları 1 mayıs ta kovanlarına verdik.</div><div>Artık kafkas arı kolonimiz de oldu.</div><div> </div><br /><div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-81036440401663821672009-05-01T13:34:00.000-07:002009-05-01T15:00:47.728-07:00BALIN KANSER VE TÜMÖR HÜCRELERİNE ETKİSİ ( 15 )<a href="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sftw_6ZncOI/AAAAAAAAA1A/BrJiSa7lzng/s1600-h/bal.bal.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5330978827233882338" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sftw_6ZncOI/AAAAAAAAA1A/BrJiSa7lzng/s200/bal.bal.bmp" border="0" /></a><br /><div>Balın yapısında bulunan 5-floracil ve siklofosfamid'in, laboratuvar farelerinin beyin tümör hücrelerine antimetastazik etkisi saptanmıştır. Bir çalışmada, kekik balının, maymun böbrek hücrelerinden izole edilen Rubella virus üzerine etkisi ve gelişme gösteren tümörler üzerine topikal olarak uygulandığında, tümörün gelişmesini yavaşlattığı tespit edilmiştir.İstanbul Üniversitesi'nden Dr. İsmail Hamzaoğlu ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, deney farelerinde oluşturulan yaralara, tümör implantasyonları yapıldıktan sonra, tümördeki gelişme incelenip, gelişme gösteren tümörlerin üzerine sürülen balın, tümör gelişimine karşı yavaşlatıcı etki gösterdiği görülmüştür. Ayrıca balın, sahip olduğu antimutajenik etki sayesinde, Trp-p-1 karsinojenik hücrelerin gelişmesine engel olup, yavaşlattığı bildirilmiştir. Yapılan bir diğer çalışmada, balın, hazırlanan % 6-122'lik solüsyonlar halinde, hastalıklı doku içerisine veya oral olarak uygulanmasının, idrar kesesi kanserine karşı olumlu etkileri; özellikle T-24, MBT-2, RT- 4, 253-J tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlattığı bildirilmiştir.</div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-88720658072149428202009-04-12T13:42:00.000-07:002009-04-12T14:09:33.149-07:00En Küçük " c " yi İstemeyerek de Olsa Aldık. Üzgünüm :(Bugün 9 nolu çiftleştirme kutusuna larva transferini yaptım. 3 gün önce de kutuya bir çerçeve arı transferi yapmıştım. Halil Bilen 'in takvimine göre 24 Nisan Cuma günü inşallah doğacaklar. 1 Mayıs Cuma günü de ilk yumurtalarını atacaklar.<br />Arıcıklar 3 gündür anasızdılar. aşılı ana yüksüklerini verir vermez hemen yüksüklere saldırdılar.Yalnız 2 yada 3 gün daha kovanları anasız bekletsek mi acaba diyorum. çünkü çok fazla ana arı yüksüğü yapamamışlar. 1 tane ana arı yüksüğü vardı. o da orta çerçevede en altta idi. mükemmel de kabartmışlar yüksüğü. en küçük "c " ne de güzel yüzüyordu arı sütü gölünün üstünde . " c " yi pek de canım isteyerek almadım hani . bir iki kere de vaz geçmek istedim. "c" yi istemeyerek de olsa aldık. üzgünüm. kalsaydı belki çok mükemmel ana arı olacaktı.<br />bu larva transfer işini pek sevmedim.mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-69768294305245997052009-04-12T13:09:00.000-07:002009-04-12T13:41:13.677-07:00BALIN SİNİR SİSTEMİNE ETKİSİ ( 14 )<a href="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SeJLBvASf9I/AAAAAAAAAxY/meONUY6Oe8Q/s1600-h/ballar.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5323900202674978770" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 132px" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SeJLBvASf9I/AAAAAAAAAxY/meONUY6Oe8Q/s320/ballar.jpg" border="0" /></a><br /><div>Balın, sinir sistemi üzerine en büyük etkisi, sedatif ve antidepresan özelliğinden kaynaklanmaktadır. Araştırmalar sonucunda, balın; agresifliğe, depresyona, baş ağrısına, uyku problemlerine iyi geldiği, insanı sakinleştirdiği tespit edilmiştir. </div><div> </div><div> </div><div> </div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-49664075146232794012009-04-03T23:11:00.000-07:002009-04-03T23:49:17.878-07:00BALIN DİŞ VE DİŞ ETLERİNE ETKİSİ ( 13 )<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SdcC5PkV-3I/AAAAAAAAAxM/p7NpyPSZNT0/s1600-h/bir-a%C5%9F%C4%B1k-bal.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5320724667216296818" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 262px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SdcC5PkV-3I/AAAAAAAAAxM/p7NpyPSZNT0/s320/bir-a%C5%9F%C4%B1k-bal.bmp" border="0" /></a><br /><div><a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/SdcCGJPovnI/AAAAAAAAAxE/2VlSW3teYPA/s1600-h/Photo-0033.jpg"></a><br /><br /><div>Yapılan çalışmalarda balın, özellikle periodontal hastalıklara, ağız ülserlerine ve diğer birçok ağız problemlerine iyi geldiği tespit edilmiştir. Amerikan Dental Araştırmalar Birliği tarafından Chicago'da (Illinois) düzenlenen "Oral Sağlık İçinYararlı Yiyecekler" konulu sempozyumda; balın, diş çürümesini önlediği açıklanmıştır. 20 yıl bal üzerinde araştırma yapan, Yeni Zelenda Waikata Üniversitesi Bal Araştırma Ünitesinde çalışan, Biyokimya Prof. Dr. Peter Molan; diş çürüğünden sorumlu bakterilerden; Streptococcus mitis, Streptococcus sabrinus ve Lactobacillus casii'nin ürettikleri asit miktarını, balın önemli ölçüde azalttığını belirtmiştir.<br />A. Alcaraz ve J. Kelly çalışmalarında; bacaklarda mikrobiyal enfeksiyon sonucu meydana gelen ülserlere karşı balın etkili olduğunu tespit etmiştir. Etki mekanizmasının, balın, bakterilerin ortamda üreme ve gelişmesini engellemesi ile gerçekleştirdiğini bildirmiştir.</div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-65055732478215763192009-03-28T09:22:00.000-07:002009-03-28T09:26:40.447-07:00BALIN GÖZ HASTALIKLARINA ETKİSİ ( 12 )<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sc5PkdopDMI/AAAAAAAAAw8/PbhswDZrXxU/s1600-h/balaban.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5318275697820110018" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 287px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/Sc5PkdopDMI/AAAAAAAAAw8/PbhswDZrXxU/s320/balaban.bmp" border="0" /></a><br /><div><span style="color:#3333ff;">Balın, özellikle gözün irinli akıntısında, mikrobiyal kornea ülserlerinde, blepharitis, kataral konjuktivit ve kornea enfeksiyonlarında, tedavi amaçlı kullanılabileceği bildirilmiştir. Ayrıca balın, topikal olarak hiperozmotik ajan şeklinde göz bölgesine sürülerek; anteriör ve posteriör ışın tedavisi ile birlikte kullanılmasının, korneal ödem rahatsızlıklarına iyi geldiği bildirilmiştir. </span></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4405069580955190076.post-37885445585970232062009-03-20T19:50:00.000-07:002009-03-21T09:54:06.330-07:00BALIN SOLUNUM SİSTEMİNE OLAN ETKİLERİ (11)<a href="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/ScUbiBmnnOI/AAAAAAAAAw0/a5cPuKRJ3mQ/s1600-h/ka%C5%9F%C4%B1kka%C5%9F%C4%B1k-bal.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5315685206540655842" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 240px" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/ScUbiBmnnOI/AAAAAAAAAw0/a5cPuKRJ3mQ/s320/ka%C5%9F%C4%B1kka%C5%9F%C4%B1k-bal.bmp" border="0" /></a><br /><div><a href="http://2.bp.blogspot.com/_v8RpHVjKWxs/ScRWckKpMuI/AAAAAAAAAws/F_4KFMoZ6-M/s1600-h/BAL-%C5%9E%C4%B0FADIR.bmp"></a><br /><br /><div><span style="color:#3366ff;">Özellikle çam balı, sindirim sistemi rahatsızlıklarında; okaliptüs balı ise, solunum sistemi rahatsızlıklarında daha etkilidir. Bal, karasal iklime sahip ve güniçi sıcaklık farkının fazla olduğu bölgelerde; soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda, doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu özellikler, balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra, baldaki fruktozun, doku ve kasları yumuşatıcı-gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır.<br />Araştırmayı yapan Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından Ian Paul ve arkadaşları; balın, öksürük ilacı verilmesi ya da hiç tedavi yoluna gidilmemesiyle karşılaştırılınca, en iyi seçenek olduğunu belirtti. Araştırmacılar, balın, tahriş olmuş boğazı kaplayarak yumuşattığını; çocuklara yatmadan önce verilecek bir tatlı kaşığı balın, öksürüğü hafifleteceğini belirtiyorlar. </span></div><br /><div><span style="color:#3366ff;"></span></div><br /><div><strong><span style="color:#663366;">ılık bal şerbeti içildiğinde yedi dakikada kana karışmakta ve enerji etkisini göstermektedir. Ballı şerbet içilecekse mutlaka ılık olarak hazırlanmalıdır.</span></strong></div></div>mustafa aksungur Eğitimci - blog yazarıhttp://www.blogger.com/profile/13728069164217063226noreply@blogger.com0